Disleksisi olan bireyler normal ve normal üstü zekaya sahip oldukları halde okumakta ve okuduğunu anlamakta zorluk çekerler. Bunun nedeni beyindeki yapısal ve işlevsel farklılıklarla açıklanabilir. Bunlar bilimin konusudur. Eğitime gelince, okuma ve okuduğun anlamada zorluk çekmelerinin nedeni onlar için hazırlanmış öğrenme materyallerin yetersizliğidir. Disleksisi olan bireylerin öğrenmelerinde farklılıklar söz konusudur ve farklı bir eğitime ihtiyaç duyalar. Bu eğitim öğrencilerin ihtiyaçları doğrultusunda olmalı ve yaşanılan sorunlar göz önünde bulundurularak yapılmalıdır.
Okuma, hem bir çok duyu organını hem de beyni aynı anda harekete geçiren karmaşık bir süreçtir. Öğrencinin öncelikle, gördüğü sesi yada sözcüğü algılaması, tanıması, geri çağırması, seslendirmesi ve anlamlandırması gerekir. Okuduğunu anlama ise tüm bu becerilerin birleştirilip, aralarında ilişki kurulup yorumlanabilmesidir. Dolayısıyla öğrencinin okuduğunu anlayabilmesi için ilk koşul, ‘doğru okuma’ dır. Doğru okuma ilk olarak harflerin sözcük içinde doğru algılanması ile başlar. Disleksisi olan bireylerde en temel sorun seslerin yanlış algılanmasıdır. Örgün eğitim disleksisi olan bir öğrenci için yeterli değildir.
Disleksisi olan öğrencilerimizin bir çoğu parlak zekalarından dolayı okuma yazmayı bir şekilde öğrenebilseler de ilerleyen zamanlarda akıcı okuma ve okuduklarını anlamakta zorlanırlar. Harflerin ters algılanması ile başlayan sorun hecelerin sözcüklerin ters algılanmasına kadar uzanır. Öyle ki, bazı öğrencilerimiz de bırakın bir harfi tüm cümleyi tersten okuyup yazma davranışlarına bile rastlarız. Temelde harfin yanlış algılanması ile başlayan sorun harfleri ayırt etmede, farkına varmada, seslendirmede ve geri çağırma yaşanan sorunlarla katlanarak devam eder. Bu sorunları gidermenin temel yolu öğrencinin durumdan haberdar edilmesi ile başlar ve daha sonra her harf için yapılan dikkat çalışmaları ile harf bilgisi kalıcı hale getirilir. Dikkat çalışmaları harfin fonolojik farkındalığından başlanarak, ayırt etme becerisinin sağlanmasına, harfin yazımından sözcük ve kelime içinde kullanımın kavranmasına kadar uzanır. Harf bilgisine hakimiyet sağlayan öğrencilerin aktif okumaya başlaması ile okuduğunu anlama çalışmalarına geçilir. Okuma yazma öğrendiği halde öğrencilerimizde okurken hece ve satır atlama, hece ekleme, tersten okuma, okuduğu yeri kaybetme, hatalı okuma, tahmin ederek okuma, okurken sıkılma gibi davranışlar sık görülen davranışladır. Bunu önlemenin en temel yolu öğrenciye hakim olduğu sözcükler verilerek ekleri kendilerinin yazmasını sağlamaktan geçer ve zamanla eklerin görevlerini fark etmeye başlarlar.
Okuduğunu anlamanın temeli sözcük bilgisine hakimiyetin çokluğu ile doğru orantılıdır yani ne kadar çok sözcük bilgisine hakim olursa okuduğunu anlaması o kadar iyi olur. Bir sözcüğü öğrenmenin temelinde ise sözcüğün yaşantısının içinde kullanılıyor olması, sözcüğü bir çok kere farklı cümleler içinde görmesi ve konuşma dilinde sözcükle cümleler kurması gerekir. Verilecek eğitimde kullanılan sözcüklerin programlı eğitim ilkelerinden yaşama yakınlık ilkesi ile özenle seçilerek kullanılması şarttır.
Okuduğunu anlama davranışın kazandırılması için öğrencilerimizle 5N1K çalışmaları yapmak şarttır. Bu çalışma yapılırken göz önünde bulundurulması gereken ilk şey disleksisi olan öğrencilerde uzun cümleleri ve metinleri okurken sıkılma davranışları ve metnin başı ile sonunda bağlantı kuramama problemleridir. Metinleri ve cümleleri bu durumları göz önüne alarak hazırlamamız gerekmektedir. Bunun için programlı öğretimin ilkelerinden biri olan basitten karmaşığa ilkesi kullanılmalıdır. En az iki sözcükten oluşan cümleler ile başlanmalı ve öğrencinin doğru cevap vermesiyle cümle içindeki sözcük sayısı artırılmalıdır. Metinler ise kısa tutulmalı konuları öğrencilerin yaşantısına yakın olmalıdır. Öğrenciden alınan dönütler ile metinlerin satır sayıları birden değil yavaş yavaş artırılmalıdır.
Okurken satır, sıra atlayan öğrencilerimiz için ise ilk başta her sözcüğün zemini için farklı renk kullanılmalı, daha sonra her satır için farklı renk kullanılmalıdır. Öğrencinin öğrenme düzeyine göre zamanla renkler ortadan kaldırılmalıdır. Kolaydan zora yapılan çalışmalar ile zamanla öğrenciler okuduklarını anlamaya ve uzun metinleri yorumlaya başlarlar. Böylece okuduklarını anlamakta zorlanmazlar ve zamanla uzun metinlere geçerler. Tüm bu çalışmalar yapıldıktan sonra okuduğunu anlamaya başlarlar ve sorunların tamamı ortadan kalkar.
Doğru ve sorun çözmeye odaklı eğitim disleksi için olmazsa olmazdır.
Disleksi ile ilgili diğer yazılarımız: Çocuğumun disleksi olduğunu nasıl anlarım?
Bir anne’nin gözünden; Dikkat eksikliği ve Özgül Öğrenme Güçlüğü ile Tanışmak ve Çalışmak
Ne güzel ifade edilmiş.
♥️