- Öğrenme güçlüğü kızlara göre erkeklerde ¼ oranında daha fazla görülmektedir. Yani her dört erkekte görülen durum kızların birinde görülmektedir.
- Öğrenme güçlüğü olan çoğu öğrenci 3. ve 4 .sınıf aşamasında saptanır ve bu çocuklar okul hayatları boyunca öğrenme güçlüğü ile ilgili destek eğitimi almaya devam ederler. Ancak ülkemizde tanılama süreci daha erken dönemde yapılmaya başlanmıştır. Örneğin birinci sınıfın sonu ya da ikinci sınıfta olabilmektedir. Erken tanı konusunda anne-babanın ve öğretmenin dikkati çok önemlidir.
- Bireyin zihinsel yeteneği ile okuma başarısı arasındaki farklılık; öğrenme güçlüğü yaşayan öğrencilerin yüzde doksanının tanımlanmasını sağlamıştır.
- Öğrenme güçlüğü olan birçok öğrenci okuma, yazma ya da konuşma da zorluk çeker fakat matematikte zorluk çekmeyebilir. Bazı öğrencilerin okuma ve yazma derslerinden çok matematikte öğrenme güçlüğü çekmeleri daha az rastlanan bir durumdur.
- Öğrenme güçlüğü olan çocukların çoğunluğunda yüksek seviyede dikkat dağınıklığı da gözlenmektedir.
- Öğrenme güçlüğü olan bazı öğrenciler, okul ödevlerini tamamlarken ya da sınıfa doğru kitapları getirme ya da zamanında sınıfa gelme gibi kişisel organizasyon durumlarında zorluk yaşarlar.
- Öğrenme güçlüğü yaşayan bazı öğrenciler; hiperaktivite (sürekli hareketlilik) yaşar, veya bazılarının huzursuzluklara yatkınlıkları vardır ya da sık sık yerinden kalkarak sınıfın içinde gezme eğilimindedirler. Bu problem reçeteli ilaçlar içeren tıbbi müdahaleler gerektirebilir. Öğrenci bir sağlık kuruluşuna yönlendirilmelidir.
- Öğrenme güçlüğü olan bazı öğrenciler; tahtadaki yazıyı defterine geçirmede ya da herkesin kolaylıkla yaptığı kopyalama ödevlerini, görevlerini yapmada zorluk çekerler.
Psikolog Ali ORHAN