Bir anne’nin gözünden; Dikkat eksikliği ve Özgül Öğrenme Güçlüğü ile Tanışmak ve Çalışmak

İnsanlarla kolay iletişim kuran, onlarla güzel zaman geçiren, gözleri parlayan, yaşamı kolay kavrayan, yaşam becerisi yüksek bir çocuğunuz olduğunda onun üstün zekalı olduğunu düşünürsünüz.Psikoloji eğitimi almışsanız, olabildiğince tarafsız düşünmeye çalışırsınız.
Bizde kızımızda tüm bu saydıklarımı görünce 5,5 yaşında ilkokula başlayabileceğini düşündük. Babasının görev yaptığı okulda 1. sınıfa başladı.Her akşam okuldan geldiğinde heyecanla çantasını açıyor, defterlerine bakıyor ve ödevlerini birlikte yapmaya çalışıyorduk. Evet uğraşıyorduk,zorlanıyorduk. Kök ailemde büyük çocuk olduğumdan, kardeşlerim okula başladıklarında, okuma yazma süreçlerinde birlikteydik.Kız kardeşim de erkek kardeşim de okuma ve yazmayı çok eğlenceli bir şekilde öğrenmişti.Kızımla ödev yaparken… Bir satır yazı yazıp,”Susadım” deyip mutfağa yöneliyorduk.Bir satır yazı yazıp, “Tuvaletim geldi” deyip tuvalete koşuyordu. Ben yorulduğumda babası yanına alıyordu.

Bir gün eşim gülerek kapıdan girdi ve ” bugünkü toplantıda konuşmaları dinlerken, hep kızımız gözümde canlandı” dedi Şaşırarak “Neden ?” dedim. “Toplantı Dikkat Eksikliği hakkındaydı ve kızımızın yaşadıklarını anlatıyorlardı” dedi.
Hemen Çocuk Psikiyatrisinden randevu alıp, kızımızı götürdük. Doktorumuz Dikkat Eksikliği konusunda donanımlı bir Doçent olan Runa USLU idi. Kızımızla ve bizimle ayrı ayrı görüştü.kızımıza testler yapıldı.Beyi MR çekildi. Dikkat Eksikliği tanısı kondu.

Doktorumuz “Eğer, düzenli ve planlı çalışırsak bu sorunla baş edebileceğimizi, hatta kızımızın inanılmaz bir Akademik Başarı kazanacağını ” söyledi.
O an içimden ” bu bir mucize olur,okuma yazmayı öğrense ne iyi” diye geçirdim.( Aralık 1998)
Doktorumuz, her hafta Dikkat Eksikliği olan çocukların Grup Terapisine katılmasını ve orada verilen alıştırmaların yapılmasını, benim ( annesi) her gün kızımla yaptıklarımızı bir defter tutup yazmamı, Öğretmeninin her gün okulda yaptıklarını düzenli olarak yazmasını rica etti.

Sınıf Öğretmeni işbirliğine yanaşmadığından, başka bir sınıf öğretmeni olan Öğretmen arkadaşımızdan bizimle işbirliği yapmasını rica ettik.
Böylece iyileşme sürecimiz başladı.
Öğretmenin planlı ve düzenli oyun içinde öğrenme yöntemi ile kızımız 1. sınıfın sonunda okuma yazmayı öğrendi.
Başka bir sıkıntı daha vardı. Özgül Öğrenme Güçlüğü. Hecelerin, rakamların yer değiştirmesi b,d,p,g, harflerinin ters algılanması. Tümevarım Yöntemi ile okuma yazma öğrenenlerde Özgül Öğrenme Güçlüğü kolaylıkla iyileşirken, Tümden gelim Yöntemi ise okuma yazmayı zorlaştıran bir yöntem ve Özgül Öğrenmeyi derinleştiren bir yöntem.
Her akşam gazeteden kestiğimiz bir yazıdaki b, d, p, g harflerini sırasıyla buluyorduk. Okuma alıştırması yaparken yanlış okuduğu sözcüğü yada sesi doğru okuyana kadar bekliyorduk. 1. sınıfın sonunda b, d, p, g, harflerini öğrenmişti ve ayırt edebiliyordu.Yazısı da düzelmeye başlamıştı.
Kızımla birlikte ödev yapmamız Orta Okul 2. sınıfa kadar devam etti. Bir gün işten eve geldiğimde kızımı kendi başına ödev yaparken buldum. Çok sevindim.O günden sonra ödevlerini hep kendi başına yaptı.
Herkesin sınav kaygısı vardır.Kızımın Dikkat Eksikliği ve Özgül Öğrenme Güçlüğü sınav kaygısını daha da tetiklediğinden sınavlarından hep düşük not aldı. Aynı soruları konuşma içinde sorduğumuzda gayet iyi bilirken, sınavlarda cevaplıyamıyordu.
Yıllar içinde hepsiyle baş etmeyi öğrendi.

Sevgili Doktorumuz Runa USLU’ nun dediği gerçek oldu.”İnanılmaz Bir Akademik Başarı” kazandı ve Eğitim Teknoloğu oldu.
Etrafına Bilimin Işığını Saçıyor.

Mutlu Anne
31. Mart. 2020